Ya gerçekten 2012'de her şey bitecekse? Buna göre yaşamaya karar verdim. Öpüyorum hepinizi senenizin son kalan gününde. Hakkını vermeniz dileğimle gününüzün ve senenizin, bir güne sığdırabildiğinizce. Sonrasında da bu seneden daha iyi senelere ^_^
Bugün bir adam gördüm metrodan inerken. Sırtında kocaman bir çanta, muhtemelen içinde çadır olan, mat benzeri bir hede, balık oltası falan vardı. Üzerinde tuhaf, cüppemsi bir şey giyiyordu çeşitli ayrıntıları olan ama kalabalıktan dolayı ayrıntılara bakamadım. Elinde asamsı bir baston vardı, renkli ip, boncuklu birşeyler sarılmış tutma yerinin hemen altına falan. Bir an, "negzel ya, ne eğlenceli olurdu böyle bir set hazırlayıp rastgele gezmek" dedim. Garipsedim, hep düzenli hayatlara özenirdim ben. İlk defa canım öylesine çıkıp, otostop çekerek Antalya'ya gitmek; oradan da doğuya doğru gezmek istedi. Sonunda Karadeniz'den doğru da geri dönerdim falan belki. Sırtımda büyük bir çanta, elimde bir yürüyüş sopası, şans, biraz para, belki depolanmış bir şişe şarap ya da cigara bıkkınlık içeren kriz anları için, sebepsiz mutlulukla birlikte öylesine gezip yeni yer ve insanlar görmek. Ne ilginç, bir iki ay öncesine kadar ne kadar uzak olup şimdi ironikçe, ne kadar ilgi çekici bana..
Etkiletsiler: ben, sevgili blog
Issız bir adadaki son kağıta yazılmış, kapağındaki mantar sıkıca kapatılmış boş şarap şişesinin içindeki gizli mesaj olsam.
Etkiletsiler: deneme
Dayanamamaya başladım sonunda, kıyametimin bir alameti gibi bu. Sinirlendiğim tüm o ne olduğunu bilmediğim şeyleri görmezden mi geliyorum yoksa görmüyor muyum bilmiyorum. İhtiyaç duyduğum anda ihtiyaç alanımdan kaçanlara onlara ihtiyaç duyduğumu söylemeye utanıyorum. Belki farkında bile değillerdi bunun, umurumda değil. Ya da umurumda olmasa keşke hep..
Üçgen Masa Şovalyesi Özenti Sör Talkalot'a ulaştı haber
Etkiletsiler: anlık saçmalamalar, deneme, yarım
O kadar masum bakıyordu dokunamadım ona, üzüldüm onun için.. Sinekliği yerine koyup kendi kendine çıksın diye pencereyi açtım minik sinek için.
Etkiletsiler: anlık saçmalamalar
Fark ettim de anlaşılmak adına ne çok şey kaybettirtmişim kendime. Ne gerek varmış ki buna?..
-yıldızların ardını göstermeyi teklif ettim ama gösteremeden bittim. sonsuzluğumda, gözlüklerim ve resimlerimle kaldım yalnızca.
Etkiletsiler: anlık saçmalamalar
Kapının ardında ayak seslerini duyuyorum. Yavaş ve derin nefesler alıyor. Omzu duvara sürtülüyor. Duyuyorum onu, buraya geliyor. Işık bedenine takılıp gölgesinin kapının ardını göstermeyen camına vurmasına neden oluyor. Soğuk yüzüme vuruyor. Esintinin nereden geldiğini anlamaya çalışıyorum bir an, sonra fark ediyorum ki içime işliyor soğuk. Zaten içimden geliyor, yüreğimden yükseliyor. Kalbimden bedenime pompalanıyor. Bu, korkunun soğukluğu olsa gerek.. Kıpırdamadan bekliyorum. O da aynı şeyi yapıyor olmalı. Gözlerimi kapatmayı deniyorum, olmuyor. Adrenaline yoruyorum göz kapaklarımın açılma arzusunu. Hala üşüyorum, yorganı yüzüme çekesim geliyor, kıpırdayamıyorum. Kolunun hareket ettiğini görüyorum, kapıya uzanıyor. Elini kapı koluna koyuşunun sesini duyuyorum. Odanın saklanılacak, kaçılacak yerlerine gidiyor gözüm; bulamıyorum. Yorganıma sarılıp köşeye kıvrılmak, herşey bitene kadar kendimi yatağın kenarına gömmek istiyorum; olmuyor. Gözlerimi kapatmak istiyorum, kapanmıyor. Kapı açılıyor. Gıcırtısı zihnimde yankılanıyor. Bir saniyelik o sesi saatlerce yaşıyorum bir an için. Nefesim kesiliyor. Boğuluyorum. Kapıdan ışık sızıyor. Gözlerim kamaşıyor. Gözlerim kararıyor. Kaskatı kesildiğimi hissediyorum. Bulanıkça elinin bana uzandığını görüyorum. Elinde bir şey var, tehlikeli.....
Gözlerim boş tavana açılıyor. Titriyorum. Üzerimdeki yorgan açılmış, terlemişim. Kapıya bakıyorum, kapalı. Güneşin doğmadan önceki son sigarasını içtiği zamanlar olmalı. Ayazı hissediyorum kemiklerimde. Üstümü örtüyorum hemen. Sabah rüyamı anlattığımda alacağım "Kıçın açıkta kalmıştır ki anlattığına göre kalmış da" tepkilerine gülsem mi kızsam mı düşünceleri içinde uykuya dalıyorum. Gördüğüm kişinin kim olduğunu hiç düşünmemeye çalışıyorum ve başarıyorum. Belkide başaramıyor sadece yazmıyorum.
Etkiletsiler: öykü
Stéphanie: Isn't life already in 3-D?
Stephane: Yeah but, come on.
[adds two bunchs of pasta]
Stephane: That's for two people. Love, friendships, relationships... and all those "ships", together with songs you heard during the day, things you saw, and also, uh... personal... Okay, I think it's one.
[Red smoke comes out of the pot]
Stephane: There it goes. Yes! Yes.
[coughs]
Stephane: Okay, we have to run.
Stephane: [Stephane covering his face with the pillow] Because everyone else is boring. And because your different.
Etkiletsiler: alıntı
Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa